Erzurum’da sıkça kullanılan bir atasözü vardır: “hırsıza beyler borçlu” diye…
Hakikat budur…
Ancak, beylerin borçlu olduğu sadece bildik tarzdaki hırsıza mı?
Envai türü çıktı son yıllarda…
Üç kağıtçı, sahtekar, düzenbaz, madrabaz vs vs diye tanımlanan…
Bu tariflere oturan bir hırsızlık türünü okurlarımız şikayet olarak göndermişler…
Özetleyerek anlatacağız…
Gerçi, benzer yaklaşımları tefecilerle ilgili birkaç yazımızda kayda geçmiştik…
Bunun formatı biraz daha farklı…
Sureti haktan görünmenin…
Müslüman kisvesi giyip iblise taş çıkartacak tarzda işler yapmanın son örneği…
Uzatmadan olayı anlatalım…
***
Son zamanlarda ellerinde makbuz caddeleri arşınlayıp girmedikleri dükkan ve ofis bırakmayan tipler türedi…
Gerçi yeni değiller; ama sayıları arttı…
Yaptıkları şey, sözüm ona hayır kurumları için yardım talebinde bulunmak!
Bu kurumların isimlerini açmıyoruz..
Ki... Acaba bir pisliği yazarken hakikaten insanlarımızın parasıyla ayakta duran bu kurumlara zarar vermiş olur muyuz?
Allah muhafaza etsin!
Bu makbuzlu zatı muhteremlerden bazıları pek bilinen tanınan şahsiyetler…
İyilikleriyle değil…
Çirkinlikleriyle maruf…
İçlerinden birisi özellikle çok meşhur…
Bir kamu kurumundan emekli olan bu zat, aklı sıra çaktırmadan tefecilik yapıyormuş…
Taksitle araba satıyor…
Gününde ödeyemeyene de, değme tefeciye taş çıkartacak oranda faiz uyguluyormuş…
Ya da, beşe sattığını ikiye geri alıyormuş…
Bilenler, alışveriş yapanlar anlatıyorlar bu durumu…
Namı diğer “fırıldak …”…
Okurlarımızın talepleri şu:
Bu insanları afişe edin ki, milleti aldatmasınlar…
Topladıkları paraları hakkıyla o hayır kurumlarına verdiklerine asla inanmıyoruz…
Gazeteler yazıp, TV’ler haber yapsın bu şahıs ve benzerlerini ki, meydanın boş olmadığını görsünler…
Biz de bu maksatla yazıyoruz…
Fakat, iş bizim yazmamızla bitmez ki…
Asıl onlara o makbuzları verenleri hesaba çekmek lazım…
Nasıl olur da böylesine inanç değerlerine dönük kurumlara yardımı sahtekarlar eliyle toplatırlar…
Hiç mi araştırmazlar?
Ya da…
İnsanın aklına başka şeyler geliyor!
***
Konuya ilişkin olarak, ilgili kurumları özellikle de müftülüğü göreve davet ediyoruz…
Cami ve kuran kursu derneklerine para toplatırken bir değil bin defa dikkat edilmesi gerektiğini söylesinler…
Makbuzlar kime teslim ediliyor muhakkak kontrol etsinler…
Mümkünse, gezici bir tarzda yardım toplama cihetine de gitmesinler…
Zira istismara o kadar açık ki…
İçlerinden bir tane bile çıksa, gönlünden yardım kopan insanların zihinlerinde şüphe uyanıyor…
Kim bilir, tertemiz biri kanalıyla yaptığı yardımı dahi “acaba” lı düşünüp, eskilerin ifadesiyle batal ediyor!
Bu işte vebalin büyüğü bu kurumları murakabe eden en üsteki yapıdır…
Bu arada unutmadan söyleyeyim ki…
İsmi bizde mahfuz bu para toplayıcılarından biri, muhataplarıyla münasebetlerinde öylesine muhkem din iman söylemlerinde bulunuyormuş ki, tanıyanlar “pes” diyorlar!
İblisin yöntemleri ya bunlar…
Onu kullanıyorlar…
Bizden uyarması…
Gereği yapılmazsa, bir müddet sonra elini cebine atıp da yardım edecek kimseyi bulamazlar…
Günahı buna sebep olanlarındır…
Söylemiş olalım!