Karadayı İnşaatı olayı milleti canından bezdirdi.
Sadece mağdurları da değil, herkesi…
Gün geçmiyor ki, yeni bir haber yeni bir umut aşılanmasın…
Öyle kalsa iyi…
Peşinden de büyük bir hayal kırıklığı yaşatılıyor…
Bakın geçtiğimiz hafta içi, Karadayı İnşaat bir açıklama yaparak, işi Büyükşehir Belediyesinin üstlendiğini, daire alanların muhatabının artık orası olduğunu duyurdu…
Ardından da Belediye hemen haberi tekzip etti.
Üstelik çok ağır suçlamalarda bulunarak bunu yaptı…
Sonra Karadayı bir başka açıklama ile karşılık verdi…
Bugün de Şerefattin Aslan yanına kardeşlerini de alarak bir basın toplantısı ile Ahmet Karadayı’ya ağır suçlamalar yöneltti.
Önceliği Erzurum olanları üzen gelişmeler.
Zira, bu tür olumsuzlukların faturası bütünüyle Erzurum’a çıkıyor.
Yani mağdur sadece olayın birebir tarafları olmuyor; ilgisiz yüzbinler de bir şekilde bedel ödüyorlar.
***
Olması gereken bu yaranın biran önce sarılması…
Görünen o ki, Ahmet Karadayı’nın bu saatten sonra yapacak çok şeyi yok!
Hem maddi açıdan hem de itibarı esas alındığında manevi bakımdan…
Öyleyse…
Araya başkaları girip, olayı çözsünler.
Kimler mi?
Daha önce söyledik!
ETSO başta olmak üzere, şehrin ticari dinamiklerini dillendiren bütün kurumlar.
Özel sohbetlerde Şerafattin Aslan’ı bu işe sokanın Aşkale Çimento Yönetim Kurulu Başkanı Lütfü Yücelik olduğu söyleniyor.
Ayrıntı olarak da, Aşkale Çimento’nun Karadayı’dan alacağına karşılık, 28 milyon’u Şerefattin Aslan’ın buraya ödediği, böylece de inşaattan 288 daire aldığı aktarılıyor.
Doğruysa bu söylenti, o zaman bütünüyle Aşkale Çimento’ya görev düşüyor.
Öyle ya…
Sen alacağını kurtarmak için bir adamı yakacaksın ve kenara çekileceksin.
Bu hem ticari açıdan hoş olmayan bir tarz, hem de, orta yerde duran enkazın kaldırılmasına kayıtsızlık anlamına gelir ki, büsbütün gayri ahlaki bir hal olur…
Öyleyse, yapılması gereken tek şey var…
O da, ETSO öncülüğünde bir tadil, tamir ekibi oluşturarak işi temize çıkarmak…
***
Bu noktada şunun altını çizmekte fayda var…
Sekmen dönemi Büyükşehir Belediyesi bu işte hiç suçu olmayan kesim…
Zira, kanun ne diyorsa onu yapıyor.
Olsa olsa kabahat noktasında noksanı Ahmet Küçükler ve bu işe sebep olan bürokratlarıyla ilgili suç duyurusunda bulunmamasını söyleyebiliriz.
Bunu niye yapmıyorlar anlamak mümkün değil.
Açıklamaya bakılırsa 2013 Mart ayından başlayarak tam 12 ay hukuken yapılması gereken hiçbir şey yapılmamış.
Niye?
Üstelik, bu adam bir Avukat…
Yani imam bunu yaparsa cemaat ne yapar noktasındayız.
Uzatmayalım, millet bıktı artık bu açıklamalardan.
Çözüm istiyoruz…
Hem de hemen, biran önce.