Yaşımız gereği eski Vali, Belediye Başkanı vs mülki amir pozisyonundakileri çok yakından takip edemedik…
Mustafa Malay Bey’i ucundan köşesinden…
Celalettin Güvenç’i biraz daha yakından…
Sebahattin Öztürk’ü ise biraz daha yakından izleme imkanı bulduk…
Geçtiğimiz gün bir meslek büyüğümüz şöyle bir şey söyledi…
“Eskiden Vali’ler tayinle giderken veda toplantısı düzenlerlerdi…
Ancak…
Bu denli haftalar süren karşılıklı ziyaretler yoktu…
Şimdi, Sayın Vali bıraksanız bir bu kadar daha devam eder vedalaşmaya..” deyince…
Geriye doğru bir küçük araştırma yaptık…
Hakikaten öyleymiş…
***
Peki kötü mü bu hal?
Değil…
Tam tersi çok iyi…
Vatandaşla devletin kaynaşmasından, sarmaş dolaş olmasından güzel şey olabilir mi?
Anladığım kadarıyla bu yeni durum bizim burayla sınırlı yahut kayıtlı değil…
Diğer illerde de durum bu…
Zannediyorum Sayın Başbakan’ın dahli var bu tarzda…
Bizi çok fazla etkilemiyor da…
Devlete mesafeli beldeleri düşünsenize…
Vatandaşla hemhal bir Vali…
İster istemez sevgide ciddi anlamda yeşerme söz konusu oluyor…
Özlenen, beklenen budur!
***
Bu demek değil ki…
Devlet ciddiyeti, ağırlığı yerle bir olsun!
Yerine göre o yüksek duruşu da görmek istiyor vatandaş!
Milletin en sevmediği yönetici tiplemesi ise, Erzurum ifadesiyle “devamsız” olanıdır…
Lafını bilmeyen, nadan tipler…
Somut bir örnek vereyim mi?
Mesela, sözüm ona umur görmüş, devlet terbiyesi almış bir yönetici vatandaşına memleketini sorup ardından etnik bir aidiyet izafe ederse…
Buna ciddi anlamda sevimsizlik etiketi yapıştırır vatandaş…
İtici gelir bu prototip…
Zira…
Zihin kıvrımları bölük pörçüktür bunların!
Maharetleri de mürayiliktir…
Şükür biz rastlamadık…
***
Bize ait hoş bir benzetme vardır…
Derler ki, “her yiğidin yoğurt yiyiş tarzı farklıdır…”
Öyle de…
Kimi milletine sırtını dönüp yemiş; kimi de paylaşmış…
Sayın Başbakan’ın tarzı Vali’lerin son uygulamalarına yansıyan şekilde…
Eleştiri oku atmaktan öte mahareti olmayanlar keşke bu inceliklere de bir bakıverseler…
Sanırım, kendilerine de çekidüzen vermiş olurlar…
Unutmadan söyleyeyim…
Çorap katına evin içine girmek değildir bu dediğimiz…
Yüreğinizi sere serpe açmaktır!
Sevgiyle…
Muhabbetle…