Siyasete oldum olası mesafeli yaklaştık…
Gazetecinin objektif olabilmesinin öncelikli şartlarından birisi de budur zaten…
Bu demek değil ki, olanı biteni takip etmeyelim; fikir sahibi olmayalım…
Tam tersi, her türden siyasi gelişmeyi en uç noktasına kadar irdelemek gözlemlemek gazeteci için öncelikli görevdir…
Buna bağlı olarak görüş belirtmek, analiz yapıp tahliller geliştirmek de doğal vazifemiz…
Bu tespitten hareketle dün bir yazı kaleme aldık ve “Akil İnsanlar” heyetinin şehrimize yapacağı geziyle ilgili görüşlerimizi belirttik…
Ne onlardan yana taraf olduğumuzu söyledik, ne de karşı…
Yazılarımızı takip edenler bilir ki, bizim için vazgeçilmez olgu şehrimiz ve çıkarlarıdır…
Daha üst düzeyde ülkemizin menfaatleri…
Akil İnsanlarla ilgili yazımız da bu bağlamdaydı…
Özü itibariyle, dikkatli olmamızın, asla kışkırtmalara gelmememizin gerektiğini izaha çalıştık…
Son olarak da, misafir mefhumuna vurgu yaptık…
***
Okurlarımızın tepkisine bakınca meramımızın yeterince anlaşılmadığını fark ettik…
Kimi siyaset yaptığımızı söylüyor…
Kimi dadaş olmadığımıza gönderme yapıyor…
Kimi de…
Ismarlama yazı olduğundan bahisle Başbakan’a yalakalık yaptığımıza varıncaya kadar itham ediyor…
Ne kötü bir hal…
Son günlerde sosyal medyada sıkça ifade edilen bir kendini tarifle hareket etmeyeceğim…
Hani diyorlar ya…
“Bizi bilen bilir, bilmeyen de kendisi gibi bilir” diye…
Hz. Mevlana’ya atfedilir bu güzel söz…
Bir daha anlatalım muradımızı…
Diyoruz ki…
Bu heyeti ve üstlendiği fonksiyonu beğenmeyenlerimiz eleştirenlerimiz olabilir…
Saygı duyarız…
Ne ki…
İnsanların meramlarını rahatlıkla aktarmalarına fırsat vermek lazım…
Bırakalım konuşsunlar…
Varsa suallerimiz biz de işi hakarete vardırmadan yöneltelim kendilerine…
Edep ölçüsü içinde tenkid edelim…
Ama…
Dadaşça bir yaklaşım içinde…
Tahammülü yüksek düzeyde tutarak…
***
Bunların neresinde siyasi angajman var…
Allah aşkınıza herkes aklını başına toplasın…
Bu ülke hepimizin…
Kavga gürültü, ayrışma nereye götürecek bizi…
Sabah erken kalkan ayrışma için bir bahane uydurur oldu…
Oysa…
Eskiden yüreklerimiz toplu atar, asgari müşterekler hepimizi birbirine kenetlerdi…
Başlatılan çalışmaları, çabaları bu kıvamı tekrar yakalamak adına önemsediğimizi söylüyoruz…
Doğru olanı da bu değil mi?
Lütfen…
Hepimiz kendimizi bir gözden geçirelim…
Başkası gözüyle değil…
Biz bakışıyla olaylara nazar edelim…
O vakit, daha akli selim düşünüp doğruyu yakalamış oluruz…
Aksi halde…
İtham, iftira, dedikodu…
Ve tabii…
Vebal vebal vebal!